Nar Çiçeği
Her karşılaşmanın bir şiiri olur mu
Her anın hüznü, sevinci
Bilmem ki tesadüfleri sever misiniz?
Benim gibi
Ve en son gününde hayatın içinden
Mor güller takılı kalmışken eski sevgilinin kızıl saçlarında
Geceyi zifirinden öper misiniz?
İncecikten, dal boylu beyaz çizgiler gibi
Her ayrılığın bir türküsü olduğundan şüphem yok
Dinledim
Söyledim de öyle erdim muradına sazın telinden
Nar çiçeği perdeli minik evlerdeki sevda kokulu günlerden geliyorum
Sevdim sevildim ilk gençliğimden
Dar vakitler en büyük baskıydı zamanın ensesinde
Ya çökerdi apansız anın üzerine
Ya da çekip giderdi haber vermeden, gizlice
Hüzünlü bir hikayesi gibiydi aşkın
Sizin ki de öyle mi bilemem
Kimi okur gözyaşı döker günlerce
Kimi ses olur ağıtlardan yükselir göğe
Sarılmanın akşamı zor olur geçen günden
Bıraksan şiire ilham
Bırakmasan birileri tutup ayıracak en ince yerinden
Siz hiç babanız kadar sevebildiniz mi güzeli
Elma yanaklarında
Derin izler bırakabildiniz mi sevdanın güncesine
Ben sevdim, öpüverdim usulca
Babam gibi olmasa da, ona yetişemesem de
On yıl eksik
Ve bir o kadar da yalnızlık içerisinde
Yandım, kavruldum iyice
Bülent Öntaş