Miraç Kandili Nedir?
İslam inancına göre, Hazreti Muhammed, Miraç gecesi, Allah’ın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselam’ın rehberliğinde Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya, oradan semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükseldi. Hazreti Muhammed, yolculuğunda “Burak” adlı binekle seyahat etti.
Beş vakit namaz, miraç gecesinde farz kılındı, Allah’a şirk koşmayanların cennete gireceği müjdesi verildi ve Miraç gecesinde “Amenerrasulü” diye başlayan Bakara Suresi’nin son iki ayeti indirildi.
Ayrıca bu gece Allah, Hazreti Muhammed’e insanın yaşama hakkını, şeref ve haysiyetini korumayı, toplumun huzur ve güvenini sağlamayı amaçlayan on iki emir vahyetti.
Miraç Kandili’ni ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. Çünkü bu gece Peygamber Efendimize ve ümmetine “namaz” hediye edilmiştir. Beş vakit namaz farz kılınmıştır. Peygamberimize (s.a.v) “Peygamberlerden hiçbiri Sen’den evvel, ümmetlerden hiçbiri de Sen’in ümmetinden evvel cennete girmeyecektir!” müjdesi verilmiştir. (Râzî, XXVIII, 248)
Yine Müslim’de rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:
“Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e (Miraç’ta) üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara Sûresi’nin sonu ve ümmetinden şirke düşmeyenlere büyük günahlarının affedildiği haberi…” (Müslim, Îman, 279) müjdesi verilmiştir.
Miraç gecesine özel ibadet bulunmamaktadır. Fakat gündüzünde oruçlu olmanın, geceyi nafile ve kaza namazları ile eda etmenin ecri büyüktür. Bu geceye özel toplanıp, cemâatle namaz kılınması bid’at sayılmaktadır. Zaten, Terâvihten başka hiçbir nâfile namazın, çağrışarak cemâatle kılınması sünnet değildir, mekrûh sayılır. Ancak bir yerde bulunan, iki üç kimsenin bu gibi namazları cemâatle kılmaları câiz görülmüştür..” (İslâm İlmihali, Ö. Nasuhi Bilmen sh: 207)
Miraç ya da Mirac İslamiyet’te peygamberimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) göğe yükselmesi vakasıdır. Arapçada kelime olarak yükseğe çıkma anlamına gelir ve merdiven anlamına gelen uruc kökünden gelmektedir.
Mirac olayı hicretten bir yıl ya da onyedi ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleşir. Olayın iki aşaması vardır. Birinci aşamada Peygamberimiz (s.a.s) Mescidül – Haram’dan Beytü’l-Makdis’e (Kudüs) götürülür. Kur’an’ın andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında “İsra” adını alır. İkinci aşamayı ise Peygamberimiz (s.a.s)’in Beytü’l-Makdis’ten Allah’a yükselişi oluşturur. Mirac olarak anılan bu yükselme olayı Kur’an’da anılmaz, ama çok sayıdaki hadiste ayrıntılı biçimde anlatılır.
Mirâç, rahmet ve hikmet dolu bu gecede, Peygamberimizin Mescid-i Aksâ’dan göklere yükselip Yüce Allah’tan vahiy almasıdır.
Miracın hediyesi, Allah’a ortak koşmayan kimselerin günahlarının bağışlanacağı ve sonunda cennete girecekleri müjdesidir.
Miracın bir diğer hediyesi ise “Âmenerrasulü” diye başlayan Bakara suresinin son iki ayetidir. Her gün yatsı namazından sonra bu ayetler okunur, iman dile getirilir. Mirâç, Cenab-ı Hak’tan gelen davete icabet ederek kulluğun gereklerini yerine getirerek, her adımda O’na yaklaşmaktır. Mirâç, maddeden uzaklaşarak manaya ulaşmak; fânî olandan vazgeçip bâkî olana yönelmektir.
İSRA SURESİ
Bir gece, kendisine bazı âyetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir. (el-İsrâ, 1)
NECM SURESİ
Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı. ﴾1-2﴿ O, nefis arzusu ile konuşmaz. ﴾3﴿ (Size okuduğu) Kur’an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir. ﴾4﴿ (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu. ﴾5-7﴿ Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu. ﴾8﴿ (Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu. ﴾9﴿ Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti. ﴾10﴿ Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı. ﴾11﴿ (Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz? ﴾12﴿ Andolsun ki, o, Cebrail’i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü. ﴾13﴿ Sidretü’l Müntehâ’nın yanında. ﴾14﴿ Me’va cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır. ﴾15﴿ O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı. ﴾16﴿ Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı. ﴾17﴿ Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.