Kırık Dökük Yollar
Kırmadıkça kırıldık, kalbimiz un ufak oldu,
Hayatım parça parça, yaralı yerlerimden defalarca kanadı.
İzlerin kayboldu, kelimeler sustu,
Sen buradan yükle, buradan acıyla nasıl diye soran olmadı be ustam.
Her yara derinleşirken, içimde bir fırtına esti,
Ama kimse duymadı, kimse anlamadı.
Görünmeyen yaralar, sessiz feryatlar içinde,
Bir ben kaldım kırık dökük, kimseye anlatamadım.
Her kırık, her acı bir ders derler,
Ama dersler ağır, soran yok, dinleyen yok.
Kaldık belki de bir başına,
Kimi zaman unutulmuş, kimi zaman bilinmezlikte boğulmuş.
Yalnızlık büyüdükçe içimde,
Her adımda biraz daha yıprandım.
Hayatın yükü ağırlaştıkça, omuzlarım çöktü,
Kimse görmedi be ustam, kimse duymadı.
Her düşüşte, her yarada bir parçam daha eksildi,
Her defasında yeniden kalktım, ama eksik bir adamdım artık.
Kimse anlamadı içimde büyüyen yangını,
Sorulan olmadı, içimdeki boşlukta yankılandı sessizlik.
Ve sen ustam, belki de tek dinleyen,
Her kırılmada, her yarada sustuğumda,
Bir tek sen anladın, bir tek sen fark ettin,
Kırık dökük yolların sessiz şahitliğinde.
Hayat bizi hep bir yerlere sürükledi,
Ama biz aynı kaldık, eksildikçe daha da ağırlaştık.
Kırılmadan büyüyemedik, yara almadan iyileşemedik,
Ama o yük, hep içimizde kaldı be ustam,
Soran olmadı, anlayan olmadı, bir tek sen kaldın sessizce.
Ve şimdi, belki de bir sonun eşiğinde,
Kırık dökük yolların ortasında bir başımıza,
Düşe kalka geldik buralara,
Ama her yarada biraz daha kırıldık, biraz daha sustuk.
Her adım bir vedaydı belki de,
Ama sorulmadı, anlaşılmadı,
Sessizlikle kapandı her yara,
Biz yine yalnız kaldık be ustam.
Not
Kırmadıkça kırıldık, yaralar derinleşti,
Kimse duymadı içimizdeki sessiz feryadı.
Yalnız kaldık kırık dökük yolların sonunda,
Ama biz yine sustuk, kimse anlamadı.
Nilgun Şirin 2