Gün Işığım
Gümüşi kıvılcımlar boğuverdi güneşi
Bir akşamsefasıyla baş başa konuşurken
Veda bakışlarında yandı hüznün ateşi
Gözbebeği büzüldü oradan savuşurken
Buz mavisi derinlik kaplarken iç yüzümü
Ayın siyah çehresi gölgelerken güzümü
Sezdin mi? Gül yüreklim, cama düşen gözümü
Düşle gerçek el ele ufkumda karışırken
Suya hasret balığın firari kaçışında
Ölüme aldırmayan kardelen açışında
Güne inat gecenin yıldızlar saçışında
Varlığın anlamısın yoklukla savaşırken
Ey ruhumun sahibi içim dışım bilirsin
Bilirsin yalnız koymaz daralınca gelirsin
Anlamazsa cananı bırak bu can delirsin
Gün ışığım şafakla kavgada barışırken
Zaman yürür yarına içindeki anı sez
Tebessümü anlatmaz ne bir kelam ne de söz
Sevgi denen cevherin elimdeki büyük koz
Benimle can yoldaşım ömürle yarışırken
Ünal Kar