Can Yaram
Merhaba Can Yaram..
Birlikte yürüdüğümüz sahildeyim. Yalnızım.
Sigara içiyor ve sana bunları yazıyorum.
İlk olmayan ama en son olacak olan mektubum bu.
Gözlerine ilk baktığımda, yar’le bir olmuştum.
Yar’le bir olmak demek, acı çekmekti senin lügatında.
Elbet acı çekecektim.
Buna çoktan hazırdım.
Ama önemli olan değecek birinin olmasıydı.
Umulan ama bulunmayan değil…
Öyle inanmıştım ki mutlu olacağıma.
O kadar emindim ki kalbimin karşılık bulacağına.
Ama… maalesef, kaybedişlerin en acı olanı mutluluğa ramak kala olanıymış..
Kırık bir aynaya bakmak gibiydi seni sevmek.
Kalbim gülse de yüzüm kesikler içinde…
Durmadın gözlerimde.
Oysa razıydım yalana bile, seni bana getirecekse…
Ama sen benim hep kendime söylediğim fakat kendimi hiç inandıramadığım bir yalan olarak kaldın.
Aşk; yanlı bir tutumdu ve hep senden yanaydı.
Biliyordum; içinde “hoşça kal” saklayan bir gelişti seninkisi.
Belki de gelişin en başından bir gidişti.
Çünkü gidenler hep haklı kalıyor ve aşk acıdan yana çıkıyordu.
Yine de denemekten vazgeçmedim.
Seni hep sevdim. Her işte bir hayır vardır dedim.
Ama her hayrın da bir bedeli olduğunu bilemedim.
Ben bu bedeli gitmek zorunda kalarak ödüyorum şimdi.
Şimdi sende bitiyorum ya ben; beni kimseye söyleme!
Herkesin gözünde bir mecnun olmak değildi niyetim..
Neden yalnız kalmak, uzaklaşmak istiyorum biliyor musun?
Çünkü insanları iyi tanırım. Yalanı gözünden anlarım.
Yalanlar çok konuşur.
Yalancılar, kelimeleriyle açtıkları yaraları suskunluklarıyla örtüp giderler.
Daha da gidecekler. Çünkü herkes yalanlarıyla gider, ben inandığımla kalırım.
Kim bilir kimleri mutlu etmek adına beni üzdüler.
Ama olsun. Benim şiir açan papatyalarım vardı.
Onlara sarılmak beni yine ben yapardı.
Ya onlar? Boş ver! Bazı insanların doğumu bile kürtajdı!
Sen beni sevmesen de hiçbir zaman onlardan olmadın.
Sen başkaydın.
Senin asla bulamayacaklarını ben çoktan tüketmiş olsam da, ben sendeki masumiyete aşıktım.
Seninle ölmek çok kolaydı da senden sonra yaşamak bana haramdı.
Bunları bile bile atıyorum kendimi yalnızlığın koynuna.
Yalnızlık da neymiş, sensizliğin yanında?
Biliyorum..
Baktığım her yerde izlerin olacak.
Ama bil ki her yerde değilsin, benim için her yer sensin.
Bunları sana yazdım ama sen bunlar değilsin,
Sen; yazdıklarımdan çok öte, yazamadıklarımdan çok beridesin.
Bu çektiklerimizin acısı acaba neyin anısı?
Çok değil, uzun sevmeni istemiştim, nefesin yettiğince.
Ama sen baban gibi beni sevdin. Artık beni öyle de sevme..
Çünkü ben o eski ben olamam senden gidince..
Gözyaşlarıyla bile temizlenmiyor karşılıksız aşkın yürek lekesi.
Bu yüzden artık gitmeliyim. Yenildim!
Terk etmiyorum seni; sadece senden mahrum bırakıyorum kendimi.
Tıpkı senin de yapmak istediğin gibi..
Söz veriyorum! Sen hiç farkında olmasan da, seninle ilgili kurduğum hayalleri kimseyle yaşamayacağım, yaşayamam!
Ben seni bambaşka sevdim, başkalarını seni sevdiğim gibi sevmeyeceğim.
Bu mektubu sana kısa süre sonra vereceğim.
Yine hep isteyip de yapamadığımız gibi, içimizden kopan anlam veremediğimiz parçamız gibi, sarılamadan yanından gideceğim.
Giderken ardıma dönüp, bakıp bakmayacağını bilmediğim için sana el sallamadan gideceğim..
Geriye dönüp bakarsam zaten gidemem..
Birlikte oturduğumuz kafedeyim
Can Yaram..
Sigaramı yalnız içiyorum.
sigara bile yalnızlıkla içilir bundan böyle.
Ah be kader! Bir yerde bir yanlışlık var..
Hoşça kal Can Yaram..
Hoşça Kal..
Bukre kitabından / Kahraman TAZEOĞLU
SamueL
emeklerınıze saglık
Abidin
Buradan tüm dünyaya selam
Meftun
A.s