Boşluk
Hiçbir şeye sahip değiliz; beden bile emanet, ruh ise bir misafir. Zaman her şeyi alır, her şey yok olur; acılar, kayıplar, zaferler.. Hepsi bir avuç toza karışır. Büyük sandığımız dertler bile, anılarda küçülür, anlamını yitirir.
Birileri için yaşarız belki ama kimse için ölemeyiz. Kusurlarımızla öğreniriz, kusurlarımız kadar güçlüyüzdür. Hep bir huzur arayışı içindeyiz; nasıl olduğunu bile bilmeden. Bir boşlukta savrulup dururuz, hep eksik, hep yarım kalmış.
İnsan olmak garip. Unutmadan yaşamak imkânsız, alışmadan direnmek zor. Dünya katliam dolsa bile, insan ekmeği yarım kalana kadar susar. Yolumuz dümdüz, sonu karanlık. Yaşıyoruz, ama gerçekten yaşıyor muyuz? Yoksa sadece hayatta kalmanın formalitesini mi yerine getiriyoruz?
Belki de en büyük yük, insanın getirdiği bu yanılsama. Ve en büyük yanılgı, yaşam avucumuzda paylaştığımızı sanmak. Gerçekte, adım adım karanlığa yürüyen birer silüetten başka bir şey değiliz. En sonunda, her şeyin sona erdiğinde, geriye sadece kaybolan varlığımızın yansıması kalır.
Ahmet Hamdi Ceylan