Aşkın Sevilmeyen Meyvesi
Kaybetmek..
Diyaframdan çıkan
dişlerin arasından süzülen basit kelime değil;
Başlı başına majik bir şiir kaynağı,
korkunç hikayelerin,
Kötü yola düşmenin , Tanrıya isyanın kaynağı ,
Tanrısal bir silah..
Şeytanın da en sevdiği ..
Çoğu zaman yaşadığımız şey
Flim setinde yönetmen eliyle ayrılıp mutlak bir kavuşmayla sonlanan
mutlu aşk filmi hiç değil.
Hayatın gerçek sahnesi
Sonrası sonu bilinen hüzünlü hikayenin değişmeyen kaderi..
Yangın yeri yüreğin
Kabullenememiş keskin çığlıkları,
Titrek bir dudak, diz ve parmak..
Dolu, yaşlı iki göz çanak,
Issız şehir , çorak bir sokak..
Ortak yazgısıdır bu giden veya kalanın.
Çoğu zaman da kalanın..
Sevmenin kelebeğini yüreğinde uçurabilenlerin ortak yazgısı..
Annenin evladı , evladın anneyi ,
Filler savaşında ezilen askerin yazdığı son mektubun,
Çocukluk arkadaşının toprağa yolculuğunda ,
Arif’in Erbil’i , Nazım’ Piraye’yi
Deli divane ama kavuşamayan aşıkların
Hikayesinde yazılı sonsuz kayıb..
Ah keşke sonlu olabilseydi
Kaybetsem ve sonra ranzanın altında bulabilsem
Sonsuz kaybolmayan bilyeler gibi ..
Mesele yazmak değil şair olmak ise vuslata erenlerin işi.
Kaybetmek iskelet kalsın
Ruhu göçsün gitsin.
Razıdır bu dil cahil cühela olmaya
Ebedi suskunluğa razı.
Yeter ki kaybetme korkusunun adı
Kavuşmak olsun.
Nazım Ölmez