Geçmişin Dumanı
Gözlerimde bir yangın, dumanı tüter içten,
Zamanın kor olmuş izleri geçmez bedenden.
Anılar külle dolu, hepsi savrulur rüzgâra,
Hayallerim hapsolur hüzünlü bir akşama.
Her kelime yakar, dudakta yanık bir türkü,
Geçmişle gelen özlem, hoyratça vurur yükü.
Avuçlarımda külleri eski yaralı düşlerin,
Tutar da yeniden yakar o ateşi kaderin.
Gözlerimdeki duman, geçmişin kokusudur,
Her hatıra bir ateş, içinde yakıcı huzur.
Kül olmuş yıllar savrulur rüzgârın elinden,
Anılar birer iz bırakır, silinse de en derinden.
Bazen bir bakışta kaybolur yılların gölgesi,
Bir şarkı duyarım, yürekte çözülmeyen sesi.
Her duman, eski bir acıyı hatırlatır bana,
Kül, yeniden yanar, yakar o an sevda
Bir hatıra, bir bakış, hep bir söz hatırlatır,
Küller, yakar geçmişi, hatıralar hep kalır.
Her anın fısıltısı, geceye karışan bir melodi,
Geçmişin sözünde kaybolur, siler mutlu sesi.
Bir yelken kaybolur denizde, ardında izler,
Bilinmez yönlere sürükler, silinir tüm sözler.
Gözlerim kör olurken hatıraların gölgesinde,
Umudu kaybederim, bulamam hiç bir izinde.
İçimdeki dumanla sarar, her yanımı eski günler,
Hatıralar, solgun bir ışık gibi, beni sürükler.
Gözlerimdeki bu izler, hiç kaybolmaz asla,
Her anı bir acı olur, acı geçmişin sızısı hala.
Atilla Kurtoğlu