Begonya
sana begonyalar topladım, papatyalar, kaktüs ve okaliptüs , güller, sevinçler ve komik olacak ama lale bile topladım
hangisi sevdiğini hiç öğrenemediğim için hepsinden bir avuç kiraladım
sakın begonya turuncu mu olur diye söylenme
senin için begonyaları mora boyadım, turuncusu da vardı, kedimiz, pardon kedim
-ben ve sen asla biz olamadık unutmuşum -devirdi , sırıtıyor kenarda kereta
kedimize bir isim koyamadım
kedi diye sesleniyorum
böyle isim mi olur der gibi bakıyor yüzüme
yapacağın işe edeyim der gibi trip de cabası
oysa sen isim koyarsın diye beklediğimden habersiz
kediler de kalp kırıyormuş bunu anladım
saksısı şimdiki zamanın kiri pası, toprağı ise cefa ,
kaç gülümüz soldu farkına varamadım
begonyalarımız biraz şey
artık seninle değil de begonyalarımızla kıyaslıyorum kendimi
ben şapşal o ise daha şapşal
o sulanmaktan bıktı bense umut etmekten
ben seni bekliyorum begonyalarımız güneşi
kedimiz ise yavru bekliyor
kısır doğduğundan bihaber
geçen gün bir kediyle yakaladım
göz gözeydiler , kıskandım
kedi olmak istedim bir an
şirk mi koştum acaba diye şüphe uyandırdım
Allah isteseydi beni kedi yatırdı
kediler seviliyor
begonyalarımız biraz fakir
hangimizin boynu daha bükük sadece Allah bilir ,
Allah her şeyi bilir öyle inandım
böyle her şeyi Allah’la bağdaştırmam , haksızlık yapan patronlarımın ve eskiden eşlik ettiğim cuma namazlarındaki müezzinin yadigarı
bir iç çektim ve ceketimi aldım
kapının kolu kırık pencereden atladım
taş gibi düştüm yere
bir kadına aşık olamayacağımı o an anladım
başka adamlarla sevişecek , başka adamlar için ağlayacaklardı
başkaları içindi aşk
biz yani ben kedim ve begonyalarımız sadece dedikodusunu yaparız
begonyalarımız öldü, kedimiz hasta ve ben vazgeçtim
Ahmet Dağhan