Sohbet Girişi


* Şifreniz yoksa boş bırakın. ESKİ SÜRÜM İLE BAĞLAN

İmkansız


İmkansız

İmkansız

Ben şuradayım, şu ağacın altında.
Bir ormandayım duruyoruz biz burada böyle domuz domuza.
Şehirleri basmış sel, hep birlikte yiyip içip oynaşır otururlar o domuzlar omuz omuza.
Yoksul bir at gibiyim yorgun, içerim kımız.
Zengin bir adama verdiler sevdiğim o kızı,
O sevdiğim güzel mi güzel.

Bir denizdeyim ölü bir deniz bu deniz, bildiğin ölü.
Öldürmüşler bırakmadan küçücük bir iz burada.
Çok anlattım bilmem siz beni neden dinlemediniz?
Neden anlamadınız, acaba siz de mi öldünüz?
Gün gelecek her şey düzelecek sandıydım ama olmadı.
Bekle bekle de bu canımdan artık usandım.
Artık usandım.

Gece vakti gidiyoruz tek başına, doksanyedi model bir arabadayız,
Kayıyoruz durmadan yılan gibi neşeli, karanlık bir asfaltta.
Bir adada, ıssız bir adadayım yalnız.
Bazı sesler duyuyorum içerden içerden kemiren içerimi.
Yüzüyorum su basmış bir odadayım yapayalnız.
Yüzükoyun uyanıyorum sabah olunca, hep aynı kumsalda.
Buradan kaçmak anladım ki imkansız.
Anladım ki imkansız.

Süzülüyorum gözlerimi kapayınca iki ela gezegenin arasında.
Bir boşluktayım karanlık, yerkeçimsiz, havasız bir ortamda.
Belki çabalamışımdır bir zamanlar, çırpınmışımdır kaldırmak için üzerimdeki ağırlık tonlarca.
Şimdi ise çok uzaktayım.
Bir kara deliğe çekildim bekliyorum.
Bekliyorum binlerce kez öldüm.
Belkide milyonlarca.

Bekir Dalkıç



Bir cevap bırakın.